Zeytinköy Masaj Salonu

Zeytinköy Masaj Salonu

Zeytinköy Masaj Salonu Meditasyon süresince düşünceler devamlı belirip araya girdiğinden yapılması gereken şey yeniden yine nefese odaklanmaktı. İşi bitince nevresimlerin altına kıvrılıp gözlerini gölgeli tavana dikerek Julius’un konuk odasında kalmasına izin veri- J a y n e A n n K r e n t z şini düşünmeye koyuldu. Bir an kendini, onun orada kalmasının bir zararı olmadığına inandırıyor, sonrasında bunun pek de iyi bir düşünce olmadığı sonucuna varıyordu.

Kendi kurallarından birini çiğniyordu çünkü. Ama bu gece canavar karanlığın içinden çıkıverirse yalnız olmadığını bilmek güzeldi. Nihayetinde bir Witherspoon olumlamasını tercih etti. Zorluklarla karşılaşmış olduğunda yaratıcılığını kullan. Bunun Julius’a dair ne anlama geldiği konusunda aslabir fikri yoktu ama yine de güven telkin eden bir etkisi olmuştu. Julius, elleri ensesinde yatakta gerinerek misafir odasının tavanına baktı. Grace’in evde dolanıp kendisinin daha önce kilitlediği kapı ve pencereleri İkinciye denetim edişini, dolapları ve gardıropları açıp kapatışını düşündü.

Zeytinköy Masaj Salonu

Zeytinköy Masaj Salonu  Her gece yaptığı rutin bir davranış benzer biçimde metodik hareket ediyordu. Bazı insanlar bu detaylı emniyet kontrolünü birazcık takıntılı bulabilirdi fakat o çok iyi anlıyordu. Düşman her yerde olabilirdi. N e f e s A l 155 O n / d e A t z ; Yumuşak bir hışırtı, çılgın gibi atan bir nabızla nefes nefese sıçrattı Grace’i kâbus dolu huzursuz uykularından. Kendine gelmesi birkaç saniye sürdü. Fırtınanın merkezindesin, sakinsin ve denetim sende. Yatak odasının kapısını yarı açık bırakmıştı. Kafasını kaldırıp bakmış olduğunda koridordan bir gölgenin geçtiğini gördü.

Tüm benliğini bir ürkü dalgası kapladı bir anda. Ya kaç ya savaş içgüdüsüyle derhal doğrulup nevresimi sıyırdı. Sonra mantığı işlemeye başladı. Koridordaki Julius idi. Başkası olamazdı. Bir şey onu uyandırmış olmalıydı. Nabzı yavaşladı ve nefes alış verişleri sakinleşti. Mesele evde bir adamın olmasına alışkın olmamasıydı, minimumından bu saatte. Sabahlığına sarınıp terliklerini giydikten sonra koridora çıktı. Salondaki karanlık normal değildi. Gece lambasının yanmadığını fark etmesi birkaç saniyesini aldı. Ampulü patladı herhalde, sabaha değiştiririm diye düşündü. Sonra Julius’u gördü. Camın kenarında dikilmiş perdede- J a y n e A n n K r e n t z ki bir aralıktan geceyi seyrediyordu.